sadsad x
asdasd
Yeni

Nerede O Eski Ramazanlar

Marka: Çamlıca Basım Yayın
Yazar: Soner Demirsoy
Kitabı İnceleyin
Kargo Hafta içi saat 12:00'a kadar verilen siparişler gün içerisinde, 12:00'dan sonraki siparişler ise 24 saat içerisinde kargoya verilecektir.Kargoya verildikten hemen sonra size siparişinizin durumunu bildiren bir e-posta ulaşacaktır.
75,00 TL
45,00 TL
%40
Paylaş:
Kampanya

{{CMP.TITLE}}

{{CMP.DESCRIPTION}}

  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • Yorumlar (0)
  • Tavsiye Et
  • Resimler
  • Hızlı Mesaj
  • Öneri Kutusu
  • NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR

    On bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif Ümmet-i Muhammed’in ayıdır. Gündüzlerin farz olan oruç ibadetiyle, gecelerin ise teravih namazlarıyla ihyâ edildiği mübarek bir aydır. Bu yüzden bütün Müslümanlar tarih boyunca Ramazan-ı Şerif’e çok büyük hürmet etmişler ve bu ayda dinî hususlara daha çok ihtimam göstermişlerdir.

    Osmanlı Devleti devrinde daha bu ay gelmeden önce hazırlıklara başlanır, Ay’ın hilal şeklinde görülmesiyle Ramazan ayı başlardı. Bu ayda günlük hayat adeta yavaşlar, devlet daireleri yarım gün çalışırdı. Namaz vakitlerinde camiler cemaatle dolar taşar, Teravih namazları, Kur’ân-ı Kerîm tilavetleri, ilim meclislerinde yapılan sohbetler, vaaz ve nasihat için Anadolu ve Rumeli’ye dağılan medrese talebeleri, padişahın huzurunda yapılan huzur dersleri, Hırka-i Şerif ziyaretleri bu ayın hususiyetleri arasında olurdu.

    Osmanlı’da Ramazan paylaşmak demekti, kardeşlik demekti. Konaklarda kurulan mükellef sofralara zengin fakir her kesimden halkın davetsiz gelip oturduğu bir ay demekti. Kılınan teravih namazından sonra ev sahibinin “mademki damak zevkinizi benim isteklerime kiraladınız bu da benim size hediyemdir” deyip misafirlerini kıymetli hediyelerle ödüllendirdiği bir aydı. Ramazan ayı zenginlerin fakirleri gözettiği bir aydı. Yine bu ay fakir fukaranın tanımadıkları kimseler tarafından mahalle bakkalından borcunun sildirildiği bir aydı. Günümüzde zannedildiği gibi Osmanlı’da Ramazan sadece Hacivat – Karagöz veya Direklerarasında yapılan birkaç oyundan ibaret değildi.

    Bir aylık bir orucun ardından mükâfat olarak bayram gelir. Dostluk ve muhabbetlerin kuvvetlendiği, sevginin ve yardımlaşmanın arttığı günlerden olan bayramlar pek çok güzel örf ve âdetimizi ihya etmeye de vesile olur. Çocuklara hediyeler verilir, kırgınlık ve dargınlıklar unutulur eş, dost, akraba, anne baba ziyaret edilir, onların hayır duaları alınır. Bayram kutlama âdeti halk arasında da ehemmiyetini kaybetmemiş, bazı değişikliklerle beraber günümüze kadar ulaşmıştır.

    İşte bu kitap asırlar öncesinde Osmanlı Devleti’nde Ramazan-ı Şerif ve bayramının nasıl karşılandığı, bu günlerde nelerin yapıldığı gibi birçok sualin cevabını bulacağınız makalelerden meydana geliyor. Herkesin mutlaka okuması gereken, ebat bakımından küçük, ancak muhteva bakımında dolu dolu olan bu eseri okurken “Nerede O Eski Ramazanlar” diyeceksiniz.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.